Cinsel İşlev Bozuklukları

● Kadınlarda cinsel istek azlığı
● Uyarılma bozukluğu
● Orgazm bozukluğu
● Vajinismus
● Erkeklerde erken boşalma
● Cinsel işlev azlığı
● Ereksiyon, Sertleşme bozukluğu olarak sınıflanabilir.

Hazırlayıcı etkenler nelerdir?

● Travmatik cinsel deneyimler
● Kişilik özellikleri
● Sorunlu aile yapıları
● Yetersiz cinsel deneyim
● Cinsel eğitim yetersizliği
● Organik nedenler

Vajinismus Nedir?

Türkiye’de çok görülür ve yaygındır, vajinanın 1/3 kısmındaki kaslarda yineleyici kasılmalar, acı ve ağrı duygusu oluşmasıdır. Gençlerde daha çok görülür, kasılmalar, istemsiz ve bilinç dışıdır. Cinsel birliktelikten sonrada devam edebilir, Kişiler Jinekolojik muayeneden kaçınırlar. Öncelikle yeni evli çiftlerde sorun oluşturur, korku ve endişe vardır, yaşamları etkilenir, ilaç kullanımı, jel kullanımı, hamile kalmakla ve çocuk doğurmakla, alkol almakla sorun geçmez.

Tanı konulduktan sonra, cinsel terapi ile çözüm sağlanır, kesin tedavisi vardır, eşlerin bilgilendirilmesi, yatıştırılması, ev ödevlerinin verilmesi sorunu çözecektir.

Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu

Cinsel ilişkiye karşı ilgisizlik ya da çok az ilgi vardır.  Cinsel içerikli düşünce ve düşlemlerin olmaması veya çok az olması görülür, cinsel etkinliği başlatmama görülür, eşinin başlatma girişimlerine karşılık vermeme, cinsel coşku ve hoşlanmanın olmaması veya çok az olması, cinsel ilişki esnasında bir doyum olmaması, en az altı ay süreyle yakınmaların olması ile tanımlanır. Bu sorunlar uzun yıllar sürebilir. Değişik nedenli korku, endişe ve utanma duygularıyla hekime geç müracaat ederler.  Kadınlarda cinsel istek ve ilginin daha farklı özellikleri olduğu, partner ve değişik uyaranlar ile aktivasyona bağlı olduğu bilinmelidir. Erotik düşünce ve fantezilerin yetersiz olması, haz alamama, cinselliği başlatmada zorluklar görülür,  tüm bunlar kişinin hayatını olumsuz etkiler ve sorunlar oluşturur. Sorun görüşme, eğitim ve cinsel terapilerle çözülür.

Erkeklerde Ereksiyon (Sertleşme Sorunu)

Cinsel herhangi bir etkinliğin, yeterli sertleşmenin tekrarlayıcı ve kalıcı bir şekilde oluşmaması ve devam ettirilememesidir. Ereksiyon sağlamada belirgin zorluk, cinsel etkinliği bitirene dek sertleşme zorluğu bu belirtilerin en az altı ay sürmesiyle gözlenir ve tanı konulur.

Bu sorun erkeklerde hekime en sık başvuru nedenidir. Yaygındır, psikolojik ve organik nedenleri olabilir. Organik olarak yaşla, sigara, alkol ve madde kullanımıyla diyabet kalp ve damar hastalıklarının bulunmasıyla görülme oranı artar.

Erken Boşalma Nedir?

Erkeklerde %25-30 oranında görülebilir, kişinin isteğinden önce cinsel birleşme esnasında çok hızlı bir şekilde boşalmanın olmasıdır. Kişi ve partnerinde sıkıntı, endişe ve mutsuzluk oluşturur. Devam etmesi halinde, cinsel isteksizlik, ilişkiden kaçınma ve sertleşme sorunları oluşturabilir. Utanma, suçluluk duyguları ve bilgisizlik nedeniyle hekime geç başvururlar. Tedavide cinsel eğitim ve cinsel terapiler önceliklidir. Geciktirici sprey ve kremler, alkol kullanımı sorunu çözmez. Esas tedavi, terapi ile boşalma kontrolünün öğretilmesidir. Tedavide bazen ilaçlara da başvurulabilir.

Çocukluk Mastürbasyonu Nedir?

● Bireyin kendisi tarafından cinsel organlarının uyarılmasıdır. Ergenlik öncesi dönemde çocukların genital bölgelerini herhangi bir şekilde uyarmaları sonucu heyecan duymaları çocukluk mastürbasyonudur. Terleme, heyecanlanma ve kızarma ile birliktedir. Anne sütünden kesilme ilişkili olduğu bulunmuştur. Travmalar sonrası oluşabilir. (Aile içi olaylar, Ayrılmalar v.s) Bir kaç dakika ile daha uzun sürdüğü görülür, sürtün ve kasılma şeklinde hareketlerle gözlenir.
● Çocuğun kendi bedenini araştırmaya yönelik bir davranış olduğu düşünülmektedir. Çocuklarda bazı araştırıcılara göre bir yaşın altında %30 iki altı yaş arasında ise %40-50’sinde bir takım genital eylemlerin olduğu gözlemlenmiştir. Ergenlik öncesi dönemde mastürbasyon oranı giderek artar ve %50’yi aşar. Bu davranışın genetik kökenli olabileceği bazı çalışmalarda öne sürülmüştür, çocuğun meme emmesi psikolojik bir haz oluşturmaktadır. Anne sütü eksikliği olan durumlarda bu haz yaşanamamaktadır. Ve rahatlamak için başka yollar aranmaktadır.
● Giderek parmak emme başlar, ilerleyen süreçte çocuklar genital bölgeleriyle ilgilenmeye başlar. Erkekler biraz daha erken bu durumu fark ederler, yaşın ilerlemesiyle birlikte bu davranışlar belirginleşir. Kendini uyarma en sık görülen belirtilerdendir(Mastürbasyon), hem kız hem de erkeklerde 5-6 yaşlarda artış gözlenmiştir.
● Ailesi ile birlikte yaşayanlarda bu davranışlar daha sıktır, bakım evlerinde ve değişik nedenlerle aileden ayrı olan çocuklarda bu davranışlarda bu davranışlar daha azdır.
● Anne baba ayrılığı, evde psikiyatrik hastalığı olan kişinin olması, yeni kardeşin gelmesi ve beklentisi, çocuğa olan ilginin azalması gibi durumlarda, çocuğun kendi bedenine yönelmesi ve bu gibi uyarma davranışları daha sık görülebilir.
● Çocuk travmatik olaylardan ve çocuk istismarlarından sonrada bu durumlar artabilir. Sütten erken kesilmede ve emme davranışının bırakılması, bazı idrar yolu enfeksiyonları, değişik pişikler, tedavi edildikten sonra kaşıntılı durumların geçmesinden sonra, çocuğun genital bölgeye olan ilgisi devam eder ve mastürbasyon davranışını sürdürür.
● Stresli kaygılı ve kızgın çocuklarda bu davranış daha fazla görülebilir.
● Davranış bozuklukları, uyku sorunları, idrar kaçırma, dışkı kaçırma ve DEHB’ ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
● Otizmli ve zihinsel engelli çocuklarda da görülür, bebekler ise, bazen bacaklarını kasarak gösterirler, bazen bir nesneye dayanarak veya sürtünerek hareket ederler, bu esnada çocuğun yüzü kızarır ve heyecanlanır, bazen bu hareketler yinelenebilirler, daha sonra uyuyarak rahatlarlar, tırnak yeme ve parmak emme davranışlarıyla birlikte görülebilir.
● Epilepsi ve karın ağrısıyla karıştırılabilir.

Tedavi:

Psiko eğitim, aile eğitimi,  uyku sorunları, meme ile beslenerek tedavi edilmelidir, zihinsel bir sorun var mı bakılmalıdır. Anne baba çocukla daha çok ilgilenmelidir. Ailenin kaygıları azaltılmalıdır, çocuk azarlanmamalı ve psikolojik baskı altına alınmamalıdır, uygun yaklaşımlarla sorun giderilir, gerektiğinde ilaç tedavisi verilebilir.  Çocuğun geçmişi ve gelişim süreci iyice değerlendirilmelidir. İçinde bulunduğu ortam, aile öyküsü, uyku beslenme ve ürinel enfeksiyonlar ve parazitel enfeksiyonlar, sorgulanmalı ve iyice araştırılmalıdır.

Epilepsi, otizm ve mental durumlar dikkatle gözden geçirilmelidir. Gerekirse çocuklarda video çekimleri yapılmalıdır.

Dikkatinin dağıtılması gerekir, cinsel istismar olayı düşünülmelidir, varsa psikolojik sorunlar tedavi edilmelidir. Uyku sorunları yetersiz meme ile beslenme ürinel enfeksiyonlar tedavi edilmelidir. Bu davranışlar yaşa uygunsuz toplum içinde açıkça oluyor ise, çocuğun mental durumu ve otizm spektrum bozuklukları araştırılmalıdır. Gerekli eğitim verilmelidir. Ailenin psiko eğitimi çok önemlidir, çocuğun stres verici yaşantılarla başa çıkması ve rahatlaması için bu davranışa başvurduğu aileye anlatılmalı, altta yatan sorunların çözümüne yönelinmelidir. Duygusal ve davranışsal bozukluklar tedavi edilmelidir, lüzum halinde ilaç tedavileri önerilir. Yargılamalardan kaçınılmalıdır, büyük çoğunluğu tedavi edilebilir.